Adriyatik'in incisi olan Karadağ'a ayrıca hayran kaldım.Yemyeşil dağlarının olmasına rağmen neden Karadağ denmiş söyleyim; Akşam olduğunda güneş,dağların ardından battığında dağlar kapkara görünüyor.O yüzden de buraya Karadağ "Montenegro" deniyormuş.
Kotor tam bir ortaçağ şehri.1538 tarihinde Osmanlı fethetmiş.Çok korunaklı bir yer.Fiyord gibi bir coğrafi yapıya sahip,dar bir boğazdan geçip Kotor'a ulaşılıyor.Arkası ise tamamen dağlarla kaplı.
UNICEF'in koruması altındaki bu küçük şehri,yürüyerek çok rahat bitirirsiniz.
Kotor körfezi,aslında Bokelj adlı Orenj dağlarından gelen bir nehrin yaptığı kanyon.Yani bu kanyonu dolduran Adriyatik denizinin altında bir nehir akıyor.Bu nedenle suları soğuk oluyor.
Kotor körfezini kestirmeden vapurla da geçebiliyorsunuz.Fakat amaç gezmek olunca,yol da uzatılmaktan yana oluyor.Kotor körfezine girişteki ilk yerleşim yerleri "Herceg Novi" sonra da "Perast","Risan" adlı şehir ise körfezin en eski yerleşim yerlerinden birisi...
Surlarla çevrili Kotor şehrinin limanında kocaman yolcu gemileri görebilirsiniz.Bu şehir Avrupa'nın en güneyde ki,en derin fiyordun ucunda kurulmuş.Osmanlı'nın meşhur kaptan-ı deryası Barbaros Hayrettin,Kotor'a kadar gelip bu korunaklı şehri almayı denemiş ama başaramamış.
Deniz kenarında oturup kafa dinlemek,akşam deniz sesiyle uyumak.Huzur dolu ortamı,sakinliği insanı adeta cezbediyor.
Kotor kalesi'ne giriş 2 euro'dur.1350 merdiveni çıkmak hiç kolay olmasa gerek.Kaleden şehir manzarasını izlemek muhteşem.260 km yükseklikteki kale,körfezin ucunda yer alıyor.Kaledeki bayrak direğine 400 metreyi bulan merdivenle çıkılıyor.Ayrıca sürüngenler olabilir diye uyarı tabelası asmışlar.Kaygan patikalardan çıkarken dikkatli olmakta fayda var.Tırmanmak ne kadar yorucu olsa da,karşılaşacağınız manzara tüm yorgunluğumuzu unutturacak.
Kalenin üç kapısı var; " Deniz kapısı" 1555 yılında ve Venedik döneminde yapılmış." Kuzey kapısı" 1540 yılında inşa edilmiş ve bir köprü ile Skurda Nehri'nin diğer tarafına bağlanmış." Güney kapısı" ise farklı yüzyıllarda yapılmış...
Kentin koruyucusu; Sv. Tripun Katedrali
Brasna Meydan'ında Pima Sarayı
Silahlar Meydan'ında Beskuca Sarayı
Sv. Tripun meydan'ında Belediye Sarayı
Skudra Irmağı
Drva Meydan'ında Azize Meryem Kilisesi
Sv. Luke Meydanı'nda Aziz Luka Kilisesi
Denizcilik müzesi; Bu müze turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri,çünkü Kotor tam bir denizci kenti.Antika tabloları neredeyse 9. y.y'a ait denizcilik aletlerini bu müzede görebilirsiniz.Sergilenen objelerle birlikte Kotor'u ünlü denizcilerin,sanatçıların,gemi işçilerinin,kaptanların,diplomatların hikayeleri anlatılıyor.
Roma İmparatorluğu'ndan esinlenerek isimlendirilen gece kulübü Maximus,sadece Kotor'un değil,tüm Adriyatik'in en büyüğü.Sadece disco değil,eğlence kompleksi.Şehrin tarihi bölümünde 600 kişilik barı,800 kişilik birahanesi,50 kişilik piyano barı ve 2 bin kişilik diskosu var...
Kotor deniz ürünleri açısından çok zengin.Kalamarların tadına mutlaka bakın..Deniz ürünleri sevmiyorsanız güveçte kuzuyu deneyebilirsiniz.Geleneksel iki lezzetide her restaurantta tadabilirsiniz.
Kotor eski şehirde birçok mağaza ve butik var.Özellikle ünlü tasarımcıların ayakkabı ve kıyafetlerini burada bulabilirsiniz.Hediyelik eşya ve antika dükkanları da sürekli karşınıza çıkacaktır.Pazarlık da edebilirsiniz.
Yaz aylarında Kotor'u ziyaret edebilirseniz 2001 yılından itibaren düzenlenmeye başlayan ve her yıl ağustos ayının başına denk gelen karnavalı da görme şansınız olur.Karnaval başka ülkelerden gelen dansçılarla adeta bir renk cümbüşü yaşarsınız.Meydanda başlayıp ara sokaklara doğru uzanıyor.
Kotor;taş evlerden,dar sokaklardan,ahşap panjurlardan oluşuyor.Hangi köşeyi dönseniz bir kiliseyle karşılaşıyorsunuz.
Yine elimde bir dondurma gelen geçeni seyre dalmışım:)
Perast; Kotor'un en sessiz sakin bölgelerinden biri.Sokaklarda Rönesans ve Barok dönemi binaları çarpıyor gözümüze.Kasaba için küçük deyip geçmeyin,16 adet saray var.
Kasaba'nın kıyısında küçük bir ada dikkatinizi çekecektir.Efsaneye göre,burası Perast ve Kotor'dan geçen denizcilerin taşıdığı taşlarla yapılmış suni bir ada...Dileyenler limandan kalkan küçük teknelerle bu adaya geçebilirler.En önemli yapısı,büyük Skrpjela kilisesi.Perastlı balıkçılar tarafından mucizevi bir biçimde bulunan kutsanmış bakire Meryem ve çocuk ikonu kilisenin yapılma nedeni.Denizcilerin ve balıkçıların koruyucu azizesi Kutsanmış Bakire'ye adanan 1630'da inşa edilen bu muhteşem yapı,tarihin en mistik anıtlarından biri.
Kilisenin içinde pencere önünde çekilen bu fotoğraf,adadan karayı gördüğümüz o muhteşem manzaranın cazibesini ayrıca yaşatıyor insana...
Peras adalarından yan yana iki adadan diğeri de bu gördüğünüz doğal ada.Diğeri de yapaydı zaten...
Hercog Novi(Yeni Hersek); Kotor'dan dar bir yolla Tivat üzerinden ulaşılıyor.31.000 nüfuslu 15. y.y tarihli,surlarının bir bölümü ve çok sayıda kulesi hala ayakta.
Kalesi,Osmanlılar tarafından 1539'da inşa edilmiş.
Eski şehrin girişinde Venedik saat kulesi (Sahat Kula) var.Osmanlı kapısı'ndan girildiğinde biraz ileride St. Archangel Michael Kilisesi'nin olduğu küçük bir alana varılır.Ayrıca cafe ve lokantaları ile cıvıl cıvıldır.
Arnavut kaldırımları,kiliseler ve burçlarla süslü bu labirent şehrin aşağı kısmında tekneleri,çakıl taşlı plajı,restoranları ve limanı var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder