5 Ekim 2012 Cuma

CROATİA


   Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa...Hırvatistan'ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan,orta çağ'dan kalma tarihi eserleri ile ünlü bir şehirdir.Şehrin nüfusu 49.000'dir.Hırvatistan'ın 1991'de Yugoslavya'dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta,sırp saldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarar gördü.UNESCO'nun başlattığı restorasyon çalışmaları ile de 2005 yılı itibariyle şehir eski görünümünü büyük ölçüde kazandı.UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınmış durumdadır.Burada görkemli kuleler ve surların yanı sıra Francis Manastırı,Rector Sarayı,Onofrio çeşmesi,Orlando Heykeli gibi önemli yapıları görmeniz mümkündür.Bu yapıların tarihleriyle ilgili açıklamaları aşağılarda yapacağım...






   Dubrovnik manzarasını en güzel izleyebileceğiniz yerlerden biri de Dubrovnik Teleferiği'dir.Teleferik ile muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.





   Old Town içinde barındırdığı önemli noktalar kadar,surları ile de çok ünlü.Dubrovnik Old Town'u yıllardır tüm tehlikelere karşı koruyan ve şehrin adeta açık bir müze görünümünde olmasını sağlayan surlar,şimdi de turistlerin en gözde eğlence yerlerinden biri.Surlarda saat 08:00 ile 19:30 arasında yürüyebilirsiniz.Size tavsiyem sabah erken saatleri veya akşam güneşi etkisinin azaldığı saatleri tercih edin.Öğle sıcağı bayağı bi etkili.
   Dubrovnik kültürel olduğu kadar deniz turizmi için de tercih ediliyor.En çok rağbet gören etkinliklerden biri de tekne turlarıdır.






   Old Town'da Pile kapısı ve Turist afişinin hemen yanında Visia Dubrovnik 5D müze var.Dubrovnik'in tarihi ve gelişimini dinleyip öğrenebileceğimiz 3 boyutlu müze.Yaklaşık 40 dk sürüyor.09:00-22:00 tarihlerinde ziyaret edebilirsiniz.
   Dubrovnik her ne kadar son yıllarda en popüler gezi noktalarından biri olsa da şehirde yapılacaklar sınırlıdır.







   Hırvatistan'ın para birimi Kuna'dır.Kuna'nın yüzde birine Lipa denir.Döviz bozdurmak Dubrovnik'te çok kolay.Birçok yerde döviz bürosu mevcut.Aslında euro tüm bölgelerde geçiyor fakat benim tavsiyem alışverişlerde kuna kullanmanız.Pazarlık şansınız da olur:)







    Dubrovnik alışverişinin olmazsa olmazı "Lavanta Torbaları".Old Town'da yer alan dükkanlarda en çok karşınıza çıkacak şeylerden biri.





     Dubrovnik' yakın bölgelerde çok fazla lavanta tarlası bulunduğundan dolayı,satılan ürün sayısı da artmış durumda...





     Şehrin en önemli yeri olan Old Town'da ki tüm sokakları neredeyse restoranlar işgal etmiş durumda.Hemen hemen her sokakta restoran bulunuyor.Yemek fiyatları Balkan ülkelerine göre pahalı olsa da Avrupa ülkelerine göre biraz daha idare eder.






Akdeniz mutfağına sahip olan Dubrovnik'te deniz ürünleri,pizza,spagetti ve risotto tarzı İtalyan yemekleri şehirdeki en ekonomik menüleri oluşturuyor.
Dubrovnik'te yapılan pizzalar da İtalyan usulü taş fırınında yapılıyor.







   Deniz ürünleri,pizzalar kadar ekonomik olmuyor.Old Town'da deniz ürünleri yiyebileceğiniz onlarca restoran var.Ufak güzel bir detayda;bazı küçük restoranlar girişlerine balıkların resminin ve adının olduğu ufak panolar koymuşlar.Buradan yemek istediğiniz balığı,sıkıntı çekmeden seçebilirsiniz.Siz masalara oturmadan menüden fiyatlara yine de bir göz gezdirin.Kabuklu deniz ürünleri,genellikle soğanlı zeytinyağlı sos ve taze limon eşliğinde az pişmiş ya da kızartılmış olarak tüketiliyor.Dubrovnik'te dikkatimi çeken başka bir detay da; hiç ünlü fast food restoranı olmayışı.





                         Size Dubrovnik'te bulabileceğiniz yöresel yemek isimleri vereceğim;

                                    Pasticada: Bifteklerin özel bir sosla sotelenerek hazırlanan yöresel bir Hırvat yemeği
                                 Zelene Menestra: Birçok sebzenin etle pişirilerek hazırlanmasıyla oluşan yahni türü bir yeme
Dubrovacka Rozata: Dubrovnik'in ünlü tatlısı
Jannetina: Fırında kızartılmış kuzu eti
Damatinska Przolica: Kızartılmış biftek
Cevapcici: Hırvat köftesi
Pljeskavica: Hırvat köftesi kullanılarak hazırlanan hamburger
Razmiji: Et şiş
Punjena Paprika: Biber dolması
Torta od makarula: Çikolatalı yaş pasta
Savijaca: Elmalı turta
Orehnjaca: Cevizli kek
Palacinke: İnce krepler
Medimurska: Tiramisu benzeri bir kek
Viska pogaca: Hırvat poğaçaları







     Çok yaygın olmasa da Old Town'da birçok dondurmacı bulunuyor.İtalyan üsulü değil kolay eriyor,krema tarzı dondurmalardan değil.








   Stradun Caddesi; Dubrovnik Old Town'un merkezinde bulunan 300 m uzunluk ile şehrin en önemli caddesidir.Cadde Old Town'u tam ikiye böler.Old Town'un en önemli girişleri olan Pile ve Ploce kapılarını da birbirine bağlayan Stradun'da yer alan tüm dükkanlar bir örnek şekilde yapılmış.
  







     Stradun'un sonunda yani Ploce Kapısı'na yakın noktada ise Çan Kulesi.Orlanda Sütunu,Küçük Onofrio Çeşmesi ve Rector Sarayı yer alıyor.
    O zaman istikamet ileri:)  

   




   Onofrio Çeşmeleri;Old Town'da bulunan şehrin ünlü çeşmeleridir.Pile kapısı girişinde bulunan Büyük Onofrio Çeşmesi ve Ploce kapı girişinde bulunan küçük Onofrio çeşmesi olmak üzere 2 adettir.
   Çeşmeler ünlü İtalyan mimar Onofrio de la Cava tarafından,şehre temiz su getirmek amacı ile 1438-1444 yılları arasında yapılmıştır.








    Şehir Surları; Old Town'un açık müze gibi gözükmesini sağlayan en önemli yapılardır.Yüzyıllar boyunca şehri düşman işgalinden koruyan surlar,Dubrovnik gezilecek yerler listemizde 3. sırada yer alıyor.Yaklaşık 2 km uzunluğunda olan surlarda yürüyebilir,manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.







      Francıscan Manastırı; Old Town'un en önemli yerlerinden biri.Pile girişinin hemen yakınında soldadır.Karşısında büyük ünlü Onofrio Çeşmesi vardır.Manastırın bu kadar önemli olmasının nedeni,içinde 1317 yılından beri ayakta olan bir eczanenin olmasıdır.Burası Avrupa'nın en eski üç eczanesinden biri olsa da şuan mevcut olan en eski eczanedir.Eczane dışında manastırda bir de müze tarzında çeşitli parçalar sergileniyor.








    Rector Sarayı; Old Town'un Ploce kapısı'na yakın yer bulunan bir diğer önemli gezi noktasıdır.Gotik ve Rönesans mimarilerinde yapılan bina 1435-1463 yıllarında meydana gelen iki patlama ve 1667'de ki depremle büyük hasar almış daha sonra yapı yenilenmiştir.








      Çan Kulesi ve Orlando Sütunu; Çan kulesi ve önünde bulunan Orlando sütunu Old Town'da yer alan bir diğer önemli yapılarıdır.Stradun caddesi'nin sonunda,Ploce kapısına yakın bulunan Çan kulesi'nin aslı 1444 yılında yapılmış ve 35 m yüksekliğe sahip.Daha sonradan hasar alan yapı 1928 yılında tekrar yapılmış.Aziz Blaise Kilise'sinin hemen karşısında ise Orlando Sütunu yer alıyor.Elinde kılıç tutan şövalye,özgürlük mücadelesini sembolize eder.







      St. Blaise Kilisesi; St. Blaise 1705-1717 yıllarında Venedikli Mimar M. Gropeli tarafından Barok stilde yapılmış bir kilisedir.Stradun'un sonunda Orlando sütununun hemen karşısında yer alır.






St. Spas Kilisesi; Pile girişine göre sol tarafta Stradun caddesi üzerinde bulunan bir diğer önemli kilisedir.







    Pile Kapısı; Old Town'un ana girişi olan Pile,güzel mimarisi ile görenleri hayran bırakıyor.Kapı üzerinde efsaneye göre,Dubrovniklileri bir papazın rüyasına girip Venedik istilası konusunda uyararak kurtaran ve bunun sonucunda şehrin koruyucu azizi ilan edilen Aziz Blaise'nin heykeli bulunuyor.







   Sponza Sarayı; Old Town'un en korunmuş yapılarındandır.Geçmişte birçok amaçta kullanılan saray,günümüzde kültürel etkinlikler için kullanılır.







     Katedral; Rector saraına çok yakındır.Katedralin yapımı 12. ve 14. y.y arasında sürmüş,1667'de ki depremde yıkılmıştır.Yerine günümüzdeki katedral yapılmış.Katedral içinde dini el yazması eserleri,resimleri ve birçok değerli dini objeyi barındıran hazine bölümü var.







   Şehrin en önemli cazibe noktası eski şehirken,otellerin çoğu daha sessiz ve sakin Lapad bölgesinde.Bu yüzden halkı Lapad'a "Hüzünlü Kent" adını vermiş.Bu hüzün en iyi,gün battıktan sonra anlaşılıyor.








     Akşam olunca Lapad'ı,limandaki irili ufaklı tekneler teselli ediyor.Ayrıca poz verdiğim yerin orada denize de giriyorlardı.Siz de zaman yaratıp bu eşsin güzellikleri tadabilirsiniz...



  


     Gezi sırasında araç sağa çekilip fotoğraf çekme telaşı kaplar ya insanı,o anlardan biri işte:) Dubrovnik'in muhteşem manzarasının hakim olduğu bir tepede bu keyif bambaşka...






   Konakladığım tesis; Valamar grubuna ait olan Valamar Lacroma idi.Dubrovnik'in eski kent merkezine 5 km mesafede yemyeşil Babin Kuk Yarımadası'nda yer alıyor.Konforlu odalardan Elafiti adaları'nın güzel manzaralarını seyre dalabilirsiniz.





    Denize sıfır olmayan ama yakın mesafede mavi bayrak ile ödüllendirilmiş çakıllı plajında dinlenebilirsiniz.Merkeze gitmek için,toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz.






Avrupa'nın birçok şehrinde rastladığınız canlı heykeller,burada da karşımıza çıkıyor:)






   Festival'de özellikle akşam,sokaklar cıvıl cıvıl,bütün insanlar dışarıda gece hiç bitmeyecek havasında.Stradun'un bir bölümünde yöresel kıyafetli kızlar,eğitilmiş akıllı papağanları insanlarla bu şekilde kaynaştırıyorlar ve bu şekilde yardım da toplayabiliyorlar.Tahmin edilmeli ki,papağanlarla temas kuracağım diye herkes çevrede:) Derkennn,köşede bir kız elinde bu gördüğünüz papağanla duruyordu,dayanamayıp gidip kolumu uzattım,hemen geldi,yüzüne öyle bir bakıyor ki insanın,sanki az sonra muhabbete başlayacak gibi,arada gagasıyla saçlarımı çekti:)Hepsi çok keyifli...



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder